Tarih boyunca hiçbir millete nasip olmayan ve yüce Türk milletinin kahraman evlatlarınca verilen bir büyük mücadelenin adıdır Çanakkale…

Çanakkale asırlardır yorgun düşmüş bir milletin varlığını, bağımsızlığını devam ettirme savaşıdır.

Tarihe vurulan bir damga, insanın nasıl güçlü bir kale olduğunu gösteren bir mücadelenin zaferidir Çanakkale.

Anadan, yardan, evlattan geçip; vatan, bayrak, bağımsızlık uğruna can veren Mehmetçiklerin, Bedrin aslanları gibi gül bahçesine girercesine şehadete yürüdüğü yerdir Çanakkale.

Çanakkale;

Hakkın batılı, birliğin ayrılığı yendiği zor bir imtihan,

Kimi Edirneli, kimi Karslı, kimi Aydınlı kim bilir kaç yiğidin omuz omuza şavaşarak yazdığı tarih,

Azmin, korkusuzluğun, fedakarlığın ve onurun bir zaferidir.

Niye geldiklerini bile bilmeyen Anzak askerlerine dahi yardım elini uzatmaktan çekinmeyen ve onları bağrına basan kardeşliğin zaferidir.

Irkları, renkleri ve dilleri farklı milletlerden oluşan haçlı ordularının, milletimizi yok etmek amacıyla, karadan, havadan ve denizden canavarca üzerimize saldırdığı bir savaşta, tarih boyunca hür yaşamış ve her zaman hür yaşamaya ant içmiş Türk’ün yeniden diriliş destanıdır.

Bilindiği gibi I. Dünya savaşının önemli cephelerinden biri de Çanakkale cephesidir ve o dönemde Anadolu halkı daha Sarıkamış felaketinin yaralarını sarmaya çalışırken Çanakkale Savaşı patlak verir. Sarıkamış dağlarında insanüstü şartlarda düşmana tek bir kurşun dahi atamadan ne acı ki doksan bin askerimiz donarak can verir fakat Anadolu halkı tüm bu olumsuzluklara rağmen çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı demeden Çanakkale için seferber olur. Sonuçta Mustafa Kemal ATATÜRK’ün askeri dehası ve “Bu vatan bizimdir.” diyen Mehmetçiğimizin iman dolu göğsü sayesinde dünyanın en yenilmez ordularına Çanakkale’de çok büyük bir ders verilmiştir.

Büyük bir gururla şunu da ifade edebilirim ki “Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” emrini verecek ne başka bir kumandan gelmiştir bu cihana ne de bu emre uyacak başka bir millet.

Unutmayın! Millet olmanın bilincine varmış bir ruhla savaşan, ölüme meydan okuyan, göğsü siper, canı süngü olan bu kahramanlar gömsek de sığmayacakları tarihte izliyorlar bizi. Bizlere düşen; vatanımıza, bayrağımıza sahip çıkarak onlara layık olmaktır.

Çanakkale’de ve adını saymakla bitiremeyeceğimiz vatan toprağının her zerresinde şehadete eren Ey Aziz Şehitlerimiz!

         Şu bayraklar memleket ufkunu baştan başa donatıyorsa; siz göğsünüzü siper ettiğiniz içindir düşmana, siz canınızla beslediğiniz içindir bu toprağı. Şimdi her 18 Mart’ta başımız minnetle eğilirken, övünçle doluyor göğsümüz. Çanakkale Zaferi ile birlikte Şehitleri Anma günü olarak da andığımız bu zafer gününde, kutsal vatan topraklarını canları pahasına müdafaa ederek şehitlik mertebesine ve onuruna erişen Aziz şehitlerimiz yattıkları vatan toprağında şunu hissetmelidirler ki; mukaddes  kanlarıyla suladıkları kutsal vatan toprakları bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en kutsal emanet olarak müdafaa ve muhafaza edilecektir. Bu büyük zaferin onurunu armağan eden başta Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun silah arkadaşları olmak üzere kahraman Mehmetçiklerimizi ve vatanları uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhlarınız şad olsun. 

18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ FOTOĞRAF GALERİSİ